27 Ekim 2011 Perşembe

keçe şallar....felt shawls

Adanada hava birazcık serinledi ama sadece birazcık:) çok sevinmediğim bir durum bu benim ama,yeni şallar üretmek ve insanların üzerinde görmek harika,tabi kendi üzerimde de :)




  ben en çok rasta yı andıran bu saçakları çalışmayı seviyorum ,kullandığım hemen her şalımda bolca varlar:)



 





atolyede okadar harika işler çıkıyorki ,artık zaman zaman öğrencilerimin de işlerini yayınliicam ,çünkü hepsi birbirinden başarılı ve görülmeye değer...

 
















Bazen o kadar heyecanlanıyorum ki ,ne çıkıcak nasıl keçeleşicek renkler nasıl kaynicak falan diye ,anın telaşına kapılınca ne fotograf çekmek geliyor aklıma ne başka bişey..tabi sahibini bulunca elimden gidiyor bebekler :D daha birçok çalışma var ama düzenleyemedim malesef ,en yakın zamanda taze çıkanlarla beraber onları da paylaşıcam...


6 Ekim 2011 Perşembe

'iki ucu aşklı değnek' ; FRİDA KAHLO

FRİDA yı aşkla ve acıyla aynı cümlede kullandı onun hayatı hakkında konuşan herkes,çok doğruydu  en büyük aşkı en büyük acısıydı ,onun gibi ressam olan kocası,DİEGO RİVERA,yada onun tabiriyle,başlangıcı diego,yapıcı diego,oğlu diego,ressam diego,babası diego,sevgilisi diego,anası diego,evren diego.....
O,fiziksel acılarının yanında ruh acısınıda en derinde yaşadı,bu nedendendir resimleri onun acı çeken hali,kalbi parçalanmış hali,ruhu havalarda halidir... gerçek bir sanatçının eserleri hayatından izler taşımazmı zaten,onunki fazlaca acılı ,içindekini dışa yansıtışından anlıyoruz bunu.Çok büyük aşk çok büyük acı,onun paletindeki fazladan iki renk bunlardı,GABRİEL GARCİA MARQUEZ in dediği gibi ''Sonunda dünyayı harekete geçiren o yenilmez gücün mutlu değil mutsuz aşlar olduğunun bilincine mi vardırmıştı bizleri''??.... bukadar acının içinde,neşeli olmadığı besbelli olsada bütün resimleri rengarenk..neyse ben bu konusmayı çok acayip uzatırım ama uzatmiicam ana fikrimiz olan konuya dönüyorum hemen KEÇE:) 

uzun zamandır aklımın bir köşesinde bunu yapmak vardı ama birtürlü başlayamadım,kafamdaki frida bu benim ,bu benim fridam...aynen onun otoportlerinde de olduğu gibi rengarek bir kadın ama gülümsemeyen bir kadın...


hiç boyama yapmadım ,hiçbir noktasında kalem boya yada nakış yok tamamiyle keçe yünlerini kullanarak bitirdim çalışmamı,bazı kısımları zorladı aslında ifade vermek yüz hatlarını çıkarmak falan ,daha düzgün hatlar oluşabilirdi,ama yinede yünlerimle arama başka bir malzeme girsin istemedim..


bunu kendim için sakliicam ,genelde tablo çalışmalarımın bir eşini daha yapmıyorum ama çok istesemde bir tane daha yapmiicam ,nedense onu çok düşündüm yazdıklarını ,yaşadıklarını ,resimlerini ,haala nasıl umut dolu olabildiğini....



kangren yüzünden kaybettiği bacağının ardından söylediği bir cümleyi de paylaşıp bitirmek istiyorum daha fazla uzatmadan,ve okuyan ve tanıdığım ve tanımadığım bütün umutsuzlara gelsin....







''"ayaklar, uçmak için kanatlarım varken sizi neden arayayım ?"